22 Temmuz 2014 Salı

ONU TANIYALIM ( MARCOS LOPES #10 )

Uzun zamandır büyük finallerde çeyrek final dahi görmekte zorlanan Portekiz milli takımı üst kategorilerde istediğini alamasada bu sıralar U19 Avrupa Şampiyonasında izlediğimiz U19 takımlarından bir iki sene içinde
milli takımı level atlatacak oyuncular çıkacağa benziyor.Şampiyonaya beklendiği gibi hızlı başlayan takımda öne çıkan Marcos Lopes'in aşağıdaki satırlarda anlatmaya çalıştım.

Marcos Lopes #10


28 Aralık 1995 Brezilya doğumlu Lopes şuanda Portekiz U19 takımının en göze batan oyuncusu.Bir sene önceki 2013 U19 Şampiyonasında takımını yarı finale kadar çıkaran Gomes bu senede performansıyla turnuvaya damga vuruyor.Benfica alt yapısından çıkma olan Marcos Lopes 2011 yılında bedelsiz olarak Mancester City alt yapısına geçti.Kısa sürede üstün performansıyla U19 takımından U21 takımına yükselen Gomes özellikle geçen sezonki performansıyla büyük bir potansyeli olduğunu belli etti.Manchester City U21 takımında geçen sene toplamda 40 maça çıkan Lopes 10 gol atıp 17 asist yaptı,Uefa U19 Şampiyonlar Liginde ise 6 maçta 5 gol atan Lopes A takımda da Fa Cup ve Legaue Cup'ta süre aldı.Geçen sene City'nin League Cup'ta oynadığı Wigan maçında 71 dakika süre alan Lopes yarı final ilk maçında 6-0 kazanılan Wigan maçında son 17 dakika şans buldu.Rövanş maçında ise 11'de başlayan Lopes 3-0
kazanılan maçta iki asist yaparak maçın yıldızı oldu.



Marcos Lopes'in tarzını Dünya Kupası'nda parlayan James Rodriguez'e benzetiyorum.Top tekniği çok çok üst düzey olan Lopes bileklerine çok hakim.Henüz 19 yaşında olmasına rağmen inanılmaz özguveni olan ve oyun içinde risk almaktan asla kaçınmayan bir oyuncu.Oynadığı mevkiye göre o pozisyonda oynayan oyuncudan beklenen gol adetinin de üzerine çıkıyor.Hırslı ve mücadeleden korkmayan bir yapısı var,onu Portekiz U19 antrenörü Helio Sousa genelde 4-2-3-1'ün üçlüsünün en ortasında kullanıyor.Sıkışıldığında sol ve sağ açıktada görev alabilir,Helio Sousa onu 2014 elemelerinde zaman zaman sol açıkta da kullanmıştı.

Şuana kadar 2014 Avrupa Şampiyonası'nın parlayan yıldızlarından biri.İsrail karşısında iki gol bulan Marcos,6-1 kazanılan Macaristan maçında da bir gol pası verip bir hayli etkili oynadı.Potansyelinin çok yüksek olduğu gerçek, bu sene Manchester City onu tecrübe kazanması için Lille'ye kiraladı.Fransa liginde sertliğe de alışacaktır,şuan nasıl herkes James Rodriguez'i konuşuyorsa 2018 Dünya Kupası'nda büyük ihtimal bu çocuğu konuşuyor olacağız.City böyle bir cevheri üç sene önce bedelsiz olarak Benfica'dan kaptığı için çok ama çok şanslı.

16 Temmuz 2014 Çarşamba

BURSASPOR - SACHKHERE (Maç Analizi)



Bursaspor için Uefa Avrupa liginde oynamak süpriz oldu.Sivas ve Eskişehir cezalarının ardından kupa yolu Bursaspor'a açıldı.Şenol Güneş'te bu süpriz gelişmenin ardından takımına sezonu Haziran ayının son haftasında açtırdı.Bursaspor'un bir hayli iyi bir kamp süreci geçirdiğini ve kadrosunu koruyan takımın Temmuz'un 17'sinde resmi maça çıkmayı yadırgamayacağını düşünüyorum.Hazırlık maçlarında ortaya koyulan performansta son derece pozitifti.Şenol Güneş'in ilk geldiğimdeki transfer şartlarıyla şimdiki şartlar aynı değil desede Güneş'in elindeki potansyeli yüksek kadroyu
iyi bir noktaya getireceğini düşünüyorum.Aydın Karabulut ve Bakaye Traore transferleri de son derece yerindeydi.Kaldı ki iki senedir sakatlık nedeniyle sahalardan uzak kalan Ozan İpek'te takıma geri döndü ve hazırlık maçlarında bir hayli etkiliydi.

Konuk Gürcistan takımı Chikhura Sachkhere ise geçen sezon 12 takımlı Gürcistan ligini 3'ncü sırada bitirip Uefa vizesini aldı.Geçen sezon Avrupa Ligi'nde ilk turu geçip ikinci turda Thun'a elenmişlerdi.Bu sezon da ilk turda Turnovo'yu iki maçta da mağlup edip Bursaspor'un rakibi oldular.Açıkçası Gürcü rakibin Bursaspor karşısında varlık gösterebileceğini düşünmüyorum,onlar berkide hayatlarında ilk kez böyle bir seyirci ortamında oynamanın zevkini çıkarmaya çalışacaklardır.Bursaspor sezonu farklı bir galibiyetle açıp rövanşı güzel bir Gürcistan ziyaretine dönüştürür.

DİDİER DROGBA'DAN SONRA..



2013'ün Ocak aylarının ilk günlerinde ortaya atılan Drogba transferi iddiası Galatasaray'lıdan tutun Fenerbahçe'lisine kadar bütün Türkiye'yi heyecana soktu.Heyecan olmaması mümkün değildi çünkü ismi Galatasaray'la anılan oyuncu İngiltere'de kazanmadık kupa bırakmayan ve dünyanın sayılı forvetlerinden biri olan Drogba'ydi.İlk başlarda Ünal Aysal tutumsar açıklamalarla Drogba transferine bakış atsada ardından gelen Fatih Terim isteği ve taraftar baskısı Drogba'nin kapısını çaldırdı.Drogba cephesinden de olumlu bir yaklaşım gelince,Çin külübünün ücretini ödememesi sebebiyle serbest kalan Drogba transferi gerçekleşmiş oldu.

Tabi Drogba transferi gerçekleşti ancak 1.5 sezondur yolunda giden Fatih Terim sistemi Drogba'yla birlikte daha farklı bir yapıya bürünmek zorundaydı.Aynı dönem yapılan Sneijder transferinden sonra Fatih Terim mecburen randıman aldığı 4-4-2'den 4-2-1-3'e geçmek zorunda kaldı.İlk geldiği sezonun ikinci yarısında Akhisar deplasmanıyla Türkiye'deki kariyerine başlangıç yapan Drogba sıkıntılı geçen maçı 1 gol 1 asist yaparak çevirmeyi başardı.Ancak önde baskıya alışmış, oyunu önde kabul eden yapıdan Drogba,Sneijder ile daha tekniğin ön plana çıktığı yapıya geçiş kolay olmadı.Özellikle 2012-2013 sezonun ikinci yarısında Galatasaray takımı şampiyon olmasına rağmen oynanan üretkenlikten uzak futbol Fatih Terim'in ve Galatasaray'lıların kafasını iyice karıştırdı.Evet Drogba çok büyük bir silah ama Drogba'nin takıma 1.5 sezonda kattıklarından çok zararıda olduğunu söyleyebilirim.Gerek Fatih Terim gerekte Mancini Drogba'yi yedek bırakması halinde büyük bir taraftar baskısı olacağından dolayı formsuz olsa dahi onu ilk 11'de başlatıyordu.Özellikle geçen sezon Mancini'nin ligin ilk yarısındaki gereksiz Drogba ısrarı berkide şampiyonluğun kaçmasına neden oldu.



35 yaşına gelen Drogba'dan Galatasaray maalesef tam randıman alamadı.Eğer o kupadaki hiçbir amacı olmayan maçlar yerine enerjisini Chelsea maçına ligdeki kritik maçlara saklayacak ortam yaratılsaydı Drogba geçen sezonu da faydalı olarak geçirebilirdi.Drogba'yla birlikte Galatasaray'in sıkıştığı anda uzun topa hatta sıkışmasa bile uzun topla oyunu açmaya alışmış bir yapısı vardı.Şimdi ise muhtemelen Prandelli'nin 4-2-3-1'ünde uzun topla defanstan çıkışlar olmayacaktır.Drogba'nin Galatasaray'a defansıf açıdan kattıklarını da göz arda etmemek lazım.Her duran topta defansa yardıma gelen Drogba uzun boyunun ve fiziğinin avantajını kullanarak gelen topları savuşturuyordu.

Kabul etmek gerekirki Drogba'dan sonra Galatasaray hücumda daha hareketli bir düzene geçecektir.
Drogba'nin varlığı hızlı kontra atakların kesilmesine neden oluyordu,bu sezon yapılan Olcan transferi Amrabat ve Bruma'nin geri dönüşü hızlı kontra atakların yolunu açacaktır.Galatasaray'in Olcan-Wesley-Bruma-Burak hücum düzeninde çok daha hızlı ve aktif bir hücum oyununu oynamasını bekliyorum.Drogba'nin ileride top tutma avantajı artık olmayacak ancak Umut Bulut'un da sıkışıldığında bu özelliğinin olduğunu unutmamak gerekir.Galatasaray'in geçen sezon yaşadığı üretkenlikte sıkıntıların Drogba'nın varlığından dolayı kaynaklandığını düşünüyorum,evet Drogba çok büyük markaydı ancak bu sezonki ayrılığı hem kendisi için hemde Galatasaray için hayırlı oldu.Bu sezon hücumda çok daha aktif bir Galatasaray izleyeceğimizi düşünüyorum.






12 Ağustos 2013 Pazartesi

Süper Ligde Sezon Başlıyor ! (M.P Antalyaspor)




Mehmet Özdilek ile beş senelik birlikteliğin ardından yollarını ayıran Antalyaspor geçen sene bana göre Beşiktaş'la başarılı bir sezon geçiren Samet Aybaba'nin yönetiminde sezona başlıyor.Geçen sezon özellikle son derece başarılı geçen bir ilk yarı olmuştu ardından ikinci yarıda normal bir şekilde motivasyon düşmesi
yaşandı ve takım ligi 7'nci sırada bitirdi.Bu sezona ise Milan Baros,Serkan Balcı,Onur Tuncer,Sosa Fornezzi gibi ligimizi tanıyan oyuncuları transfer ettiler.Kadrodan ise artık yaşı ilerlemiş Ali Tandoğan,Mehmet Eren,Polat Keser gibi isimler ayrıldı.Antalyaspor geçen sezon savunmasından dolayı çok kazanabileceği maçtan puan alamadan ayrılmıştı bu senede oraya halen Serkan Balcı ve Vederson dışında önemsenecek takviye yapılmaması bana garip geliyor.Özellikle stoper bölgesinde yaşı 36'ya dayanan Deniz Barış, istikrarı sıfır olan Emre Güngör,oynadığı maçlarda hiçbir ışık vermeyen asıl orjini sol bek olan Musa Nizam,Bursaspor'da oynadığı futbolla benim hiç beğenmediğim yeni transfer Anton Ferdinand ve Samsunspor'dan alınan genç stoper Lokman Gör ile Antalyaspor sezonu nasıl geçirecek gerçekten soru işareti.Stoper sayısı olarak sorun gözükmüyor berki ama yukarıda saydığım oyuncuların hiçbiri bana güven vermiyor.Son hafta sol beke Vederson transferi yapılsada yaşı ilerledikçe eski temposundan düşen Vederson'un da Antalyaspora vereceği katkı meçhul. Öte yandan Baros takviyesiyle de zaten çok kuvvetli oldukları hücum bölgesine güç katttılar,Baros eğer iyi beslenirse Lamine Diarra ile birlikte bu sene çok can yakar.

Genel olarak Antalyaspor'un hoca değişikliği olmasına rağmen geçen sezonki çok gol atıp,çokta yiyen performansını devam ettirmesini bekliyorum ancak yukarıda belirttiğim gibi savunma tandemine transfer
muhakkak şart aksi takdirde Samet Aybaba'yi sıkıntılı bir ilk 17 haftalık süreç bekleyebilir.

Süper Ligde Sezon Başlıyor ! ( Kayseri Erciyespor)



Geçen sezonu Ptt birinci ligde şampiyon tamamlayarak birinci lige yükselen Kayseri Erciyesspor Osman Özkoğlu ile yolları ayırıp takımın başına Fuat Çapa'yi getidi.Fuat Çapa önce Kasımpaşa ardından Gençlerbirliği maceralarından gayet olumlu izlenimler bırakarak ayrılmıştı,Erciyes için en doğru tercihlerden biriydi.Erciyesspor'da lige yeni yükselen her takımın yaptığı gibi kadroyu baştan aşağı değiştirdi.Geçen sezon Gençlerbirliği'nde yaptığı işlerle herkesin dikkatini çeken Vleminckx,ligin artık deneyimli orta sahalarından olan Azofeifa,Cem Can geçen sezon Elazığspor'da başarılı bir sezon geçiren Sinan Kaloğlu,Trabzonspor'da aradığını bulamayan ancak benim yeteneğine çok inandığım Yasin Öztekin,
İBB'de ki uzun soluklu macerası takımın küme düşmesiyle biten Ekrem Ekşioğlu,Nancy'den genç orta saha oyuncusu Ziri Hammar ve Auxerre'den yine genç ön libero Mandjeck Erciyesspor'un başlıca transferleriydi.Eski tecrübelere bakıldığında bu tip kadroyu tamamen değiştiren takımlar ilk sezonlarında epey sıkıntı yaşıyor ama Fuat Çapa'nin yaptığı değişim kendi kontrolünde olan bir değişimdi.Zaten bakıldığı zaman kadroya katılan oyuncuların hepsi ligin kalburüstü oyuncuları.Bu açıdan ilk haftalarda uyuşma süreci sorunu yaşanabilir ancak ben daha sonra Erciyesspor'un çok enteresan işler yapabileceğini düşünüyorum.Zira TSYD kupasında Elazığ karşısında çok etkili bir oyun oynayıp farklı kazandılar,ardından Konyaspor'la berabere kalıp penaltılar sonucunda kupayı ikinci bitirdiler.Her iki maçtada Fuat Çapa'nin bütün taktik varyasyonları denediğini de belirtelim.


2 Ağustos 2013 Cuma

Rusya Premier Ligi(Cumartesi)

Volga-Zenit
Şampiyonlar ligindeki kritik iki Nordsjaelland maçının arasında Volga deplasmanına giden Zenit için kuşkusuz şu aşamada Şampiyonlar liginde gruplara kalmak en öncelikli iş.Zaten ligede pekte iyi giriş yaptıklarını söylemek zor,üç maçta her sonuçtan birer kez alıp 4 puan toplayabildiler.Salı günü oynadıkları Nordsjaelland maçında takım epey yıprandı,bu hafta arası oynanacak rövanş maçından önce bu maçta Spaletti'nin rotasyon yapması bekleniyor.Ev sahibi Volga'da rakibi gibi lige her sonuçtan birer kez alarak başladı.Geçen hafta Ural deplasmanında kritik bir üç puan aldılar.Ancak kadrolarının Zenit,Cska gibi takımlar karşısında yeteceğini sanmıyorum,Şampiyonlar ligi önceliği olsada Zenit kazanıp kritik Nordsjaelland maçından önce moral depolar.

Zenit kazanır 8/10 KAZANDI
Tom Tomsk-Ural
Lige çok kötü bir giriş yapan Tom Tomsk ilk üç haftada sırasıyla Amkar,Kuban ve Rostov karşısında farklı mağlubiyetler aldı.Özellikle geçen hafta Rostov deplasmanında hiç varlık göstermeyen Tom Tomsk'un savunmasının yaptığı inanılmaz basit hatalar ilerisi için hiç umut verici değildi.Yeni yükseldikleri ligde kadroyu tamamen değiştirdikleri için uyum süreci de yaşıyor olabilirler bu yüzden Tom Tomsk'un bu haftalardan sonra lige uyum sağlamasını bekleyebiliriz.Konuk Ural ise ligin en vasat kadrolarından birine sahip.Onlarda Tom Tomsk gibi lige yeni yükseldiler,ilk üç hafta içerde oynamalarına rağmen zorlu rakiplerle oynayıp bu süreci 1 puanla kapadılar.Özellikle maçların ikinci yarısında takımda ciddi bir kondisyon eksikliği yaşandığını belirtebilirim zira yedikleri 6 golün 5'ini ikinci yarıda yediler.Açıkçası iki takımda yeni yükseldikleri Rusya Premier liginde henüz istediklerini sahaya süremedi,böyle bir maça da taraf bahisi tahmininde bulunmak ateşle oynamak olur.İki takımında ilk yarıyı temkinli oynayarak geçirmesi beklenebilir,tercihim ilk yarı beraberliği.

İY0 6/10 KAYBETTİ
Dinamo Moskova-Terek
Geçen hafta Moskova derbisinde iç sahada ağır bir mağlubiyet alan Dinamo Moskova cephesinde moraller bozuk.Ligde üç maçta yenen 7 gol ve savunmanın yaptığı inanılmaz hatalar Dan Petrescu'nun koltuğunun daha bu haftadan sallanmaya başlamasına neden oldu.Konuk Terek ise lige kısır başlayan takımlardan biri.Üç maçta iki beraberlik,bir mağlubiyet alırken oyunun ofansıf yönünde şimdilik sınıfta kaldıklarını belirtebilirim.Yinede rakip Dinamo Moskova'ysa Rusya ligindeki her takım Moskova'nin savunmasına rahatlıkla gol atabilir,bu karşılaşmada karşılıklı gollerin atılması bir hayli muhtemel.

KG VAR 7/10 KAYBETTİ

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Rusya Süper Ligi(3.Hafta)

Lokomotiv Moskova - Cska Moskova
Volga deplasmanında Roman Shishkin'in 88'de attığı golle ligdeki ilk galibiyetini alan Lokomotif Moskova ilk iki lig maçında oynadığı futbolla sezon için bir hayli umut verdi.Ligin ilk maçında da Anzhi deplasmanında Roman Pavlyuchenko'nun son dakika golüyle bir puanı almışlardı.Geçen sezon Bilic'le yaşanan hayal kırıklığının ardından takımı Leonid Kuchuk'a emanet ettiler.Son şampiyon Cska Moskova'da kadro iskeletini bozmadan bu seneye girdi.Rusya Süper kupasında Zenit'e karşı pozitif bir futbolla 3-0 kazandıktan sonra ligin ilk maçında Ural deplasmanından 2-2'lik skorlar döndüler.Geçen hafta ise Kryla karşısında ölüp ölüp dirildiler desek yeridir çünkü dakika 8'de 10 kişi kaldılar,kırmızı kartın beş dakika sonrasında da penaltı golüyle 0-1 geriye düştüler.Ancak ikinci yarı Leonid Slutski'nin yaptığı Doumbia ve Elm hamlelerinden sonra takım baskıyı iyice arttırdı Doumbia'nin iki golüyle ligin ilk galibiyetini almış oldular.Ancak kazanmalarına rağmen takımın sezona tam hazır olmadığını belirtmem lazım.Lokomotiv Moskova ilk kez taraftarının önüne çıkacağı Moskova derbisinden kaybetmeden ayrılacaktır.

Lokomotif Moskova kaybetmez.7/10