16 Temmuz 2014 Çarşamba

DİDİER DROGBA'DAN SONRA..



2013'ün Ocak aylarının ilk günlerinde ortaya atılan Drogba transferi iddiası Galatasaray'lıdan tutun Fenerbahçe'lisine kadar bütün Türkiye'yi heyecana soktu.Heyecan olmaması mümkün değildi çünkü ismi Galatasaray'la anılan oyuncu İngiltere'de kazanmadık kupa bırakmayan ve dünyanın sayılı forvetlerinden biri olan Drogba'ydi.İlk başlarda Ünal Aysal tutumsar açıklamalarla Drogba transferine bakış atsada ardından gelen Fatih Terim isteği ve taraftar baskısı Drogba'nin kapısını çaldırdı.Drogba cephesinden de olumlu bir yaklaşım gelince,Çin külübünün ücretini ödememesi sebebiyle serbest kalan Drogba transferi gerçekleşmiş oldu.

Tabi Drogba transferi gerçekleşti ancak 1.5 sezondur yolunda giden Fatih Terim sistemi Drogba'yla birlikte daha farklı bir yapıya bürünmek zorundaydı.Aynı dönem yapılan Sneijder transferinden sonra Fatih Terim mecburen randıman aldığı 4-4-2'den 4-2-1-3'e geçmek zorunda kaldı.İlk geldiği sezonun ikinci yarısında Akhisar deplasmanıyla Türkiye'deki kariyerine başlangıç yapan Drogba sıkıntılı geçen maçı 1 gol 1 asist yaparak çevirmeyi başardı.Ancak önde baskıya alışmış, oyunu önde kabul eden yapıdan Drogba,Sneijder ile daha tekniğin ön plana çıktığı yapıya geçiş kolay olmadı.Özellikle 2012-2013 sezonun ikinci yarısında Galatasaray takımı şampiyon olmasına rağmen oynanan üretkenlikten uzak futbol Fatih Terim'in ve Galatasaray'lıların kafasını iyice karıştırdı.Evet Drogba çok büyük bir silah ama Drogba'nin takıma 1.5 sezonda kattıklarından çok zararıda olduğunu söyleyebilirim.Gerek Fatih Terim gerekte Mancini Drogba'yi yedek bırakması halinde büyük bir taraftar baskısı olacağından dolayı formsuz olsa dahi onu ilk 11'de başlatıyordu.Özellikle geçen sezon Mancini'nin ligin ilk yarısındaki gereksiz Drogba ısrarı berkide şampiyonluğun kaçmasına neden oldu.



35 yaşına gelen Drogba'dan Galatasaray maalesef tam randıman alamadı.Eğer o kupadaki hiçbir amacı olmayan maçlar yerine enerjisini Chelsea maçına ligdeki kritik maçlara saklayacak ortam yaratılsaydı Drogba geçen sezonu da faydalı olarak geçirebilirdi.Drogba'yla birlikte Galatasaray'in sıkıştığı anda uzun topa hatta sıkışmasa bile uzun topla oyunu açmaya alışmış bir yapısı vardı.Şimdi ise muhtemelen Prandelli'nin 4-2-3-1'ünde uzun topla defanstan çıkışlar olmayacaktır.Drogba'nin Galatasaray'a defansıf açıdan kattıklarını da göz arda etmemek lazım.Her duran topta defansa yardıma gelen Drogba uzun boyunun ve fiziğinin avantajını kullanarak gelen topları savuşturuyordu.

Kabul etmek gerekirki Drogba'dan sonra Galatasaray hücumda daha hareketli bir düzene geçecektir.
Drogba'nin varlığı hızlı kontra atakların kesilmesine neden oluyordu,bu sezon yapılan Olcan transferi Amrabat ve Bruma'nin geri dönüşü hızlı kontra atakların yolunu açacaktır.Galatasaray'in Olcan-Wesley-Bruma-Burak hücum düzeninde çok daha hızlı ve aktif bir hücum oyununu oynamasını bekliyorum.Drogba'nin ileride top tutma avantajı artık olmayacak ancak Umut Bulut'un da sıkışıldığında bu özelliğinin olduğunu unutmamak gerekir.Galatasaray'in geçen sezon yaşadığı üretkenlikte sıkıntıların Drogba'nın varlığından dolayı kaynaklandığını düşünüyorum,evet Drogba çok büyük markaydı ancak bu sezonki ayrılığı hem kendisi için hemde Galatasaray için hayırlı oldu.Bu sezon hücumda çok daha aktif bir Galatasaray izleyeceğimizi düşünüyorum.






12 Ağustos 2013 Pazartesi

Süper Ligde Sezon Başlıyor ! (M.P Antalyaspor)




Mehmet Özdilek ile beş senelik birlikteliğin ardından yollarını ayıran Antalyaspor geçen sene bana göre Beşiktaş'la başarılı bir sezon geçiren Samet Aybaba'nin yönetiminde sezona başlıyor.Geçen sezon özellikle son derece başarılı geçen bir ilk yarı olmuştu ardından ikinci yarıda normal bir şekilde motivasyon düşmesi
yaşandı ve takım ligi 7'nci sırada bitirdi.Bu sezona ise Milan Baros,Serkan Balcı,Onur Tuncer,Sosa Fornezzi gibi ligimizi tanıyan oyuncuları transfer ettiler.Kadrodan ise artık yaşı ilerlemiş Ali Tandoğan,Mehmet Eren,Polat Keser gibi isimler ayrıldı.Antalyaspor geçen sezon savunmasından dolayı çok kazanabileceği maçtan puan alamadan ayrılmıştı bu senede oraya halen Serkan Balcı ve Vederson dışında önemsenecek takviye yapılmaması bana garip geliyor.Özellikle stoper bölgesinde yaşı 36'ya dayanan Deniz Barış, istikrarı sıfır olan Emre Güngör,oynadığı maçlarda hiçbir ışık vermeyen asıl orjini sol bek olan Musa Nizam,Bursaspor'da oynadığı futbolla benim hiç beğenmediğim yeni transfer Anton Ferdinand ve Samsunspor'dan alınan genç stoper Lokman Gör ile Antalyaspor sezonu nasıl geçirecek gerçekten soru işareti.Stoper sayısı olarak sorun gözükmüyor berki ama yukarıda saydığım oyuncuların hiçbiri bana güven vermiyor.Son hafta sol beke Vederson transferi yapılsada yaşı ilerledikçe eski temposundan düşen Vederson'un da Antalyaspora vereceği katkı meçhul. Öte yandan Baros takviyesiyle de zaten çok kuvvetli oldukları hücum bölgesine güç katttılar,Baros eğer iyi beslenirse Lamine Diarra ile birlikte bu sene çok can yakar.

Genel olarak Antalyaspor'un hoca değişikliği olmasına rağmen geçen sezonki çok gol atıp,çokta yiyen performansını devam ettirmesini bekliyorum ancak yukarıda belirttiğim gibi savunma tandemine transfer
muhakkak şart aksi takdirde Samet Aybaba'yi sıkıntılı bir ilk 17 haftalık süreç bekleyebilir.

Süper Ligde Sezon Başlıyor ! ( Kayseri Erciyespor)



Geçen sezonu Ptt birinci ligde şampiyon tamamlayarak birinci lige yükselen Kayseri Erciyesspor Osman Özkoğlu ile yolları ayırıp takımın başına Fuat Çapa'yi getidi.Fuat Çapa önce Kasımpaşa ardından Gençlerbirliği maceralarından gayet olumlu izlenimler bırakarak ayrılmıştı,Erciyes için en doğru tercihlerden biriydi.Erciyesspor'da lige yeni yükselen her takımın yaptığı gibi kadroyu baştan aşağı değiştirdi.Geçen sezon Gençlerbirliği'nde yaptığı işlerle herkesin dikkatini çeken Vleminckx,ligin artık deneyimli orta sahalarından olan Azofeifa,Cem Can geçen sezon Elazığspor'da başarılı bir sezon geçiren Sinan Kaloğlu,Trabzonspor'da aradığını bulamayan ancak benim yeteneğine çok inandığım Yasin Öztekin,
İBB'de ki uzun soluklu macerası takımın küme düşmesiyle biten Ekrem Ekşioğlu,Nancy'den genç orta saha oyuncusu Ziri Hammar ve Auxerre'den yine genç ön libero Mandjeck Erciyesspor'un başlıca transferleriydi.Eski tecrübelere bakıldığında bu tip kadroyu tamamen değiştiren takımlar ilk sezonlarında epey sıkıntı yaşıyor ama Fuat Çapa'nin yaptığı değişim kendi kontrolünde olan bir değişimdi.Zaten bakıldığı zaman kadroya katılan oyuncuların hepsi ligin kalburüstü oyuncuları.Bu açıdan ilk haftalarda uyuşma süreci sorunu yaşanabilir ancak ben daha sonra Erciyesspor'un çok enteresan işler yapabileceğini düşünüyorum.Zira TSYD kupasında Elazığ karşısında çok etkili bir oyun oynayıp farklı kazandılar,ardından Konyaspor'la berabere kalıp penaltılar sonucunda kupayı ikinci bitirdiler.Her iki maçtada Fuat Çapa'nin bütün taktik varyasyonları denediğini de belirtelim.


2 Ağustos 2013 Cuma

Rusya Premier Ligi(Cumartesi)

Volga-Zenit
Şampiyonlar ligindeki kritik iki Nordsjaelland maçının arasında Volga deplasmanına giden Zenit için kuşkusuz şu aşamada Şampiyonlar liginde gruplara kalmak en öncelikli iş.Zaten ligede pekte iyi giriş yaptıklarını söylemek zor,üç maçta her sonuçtan birer kez alıp 4 puan toplayabildiler.Salı günü oynadıkları Nordsjaelland maçında takım epey yıprandı,bu hafta arası oynanacak rövanş maçından önce bu maçta Spaletti'nin rotasyon yapması bekleniyor.Ev sahibi Volga'da rakibi gibi lige her sonuçtan birer kez alarak başladı.Geçen hafta Ural deplasmanında kritik bir üç puan aldılar.Ancak kadrolarının Zenit,Cska gibi takımlar karşısında yeteceğini sanmıyorum,Şampiyonlar ligi önceliği olsada Zenit kazanıp kritik Nordsjaelland maçından önce moral depolar.

Zenit kazanır 8/10 KAZANDI
Tom Tomsk-Ural
Lige çok kötü bir giriş yapan Tom Tomsk ilk üç haftada sırasıyla Amkar,Kuban ve Rostov karşısında farklı mağlubiyetler aldı.Özellikle geçen hafta Rostov deplasmanında hiç varlık göstermeyen Tom Tomsk'un savunmasının yaptığı inanılmaz basit hatalar ilerisi için hiç umut verici değildi.Yeni yükseldikleri ligde kadroyu tamamen değiştirdikleri için uyum süreci de yaşıyor olabilirler bu yüzden Tom Tomsk'un bu haftalardan sonra lige uyum sağlamasını bekleyebiliriz.Konuk Ural ise ligin en vasat kadrolarından birine sahip.Onlarda Tom Tomsk gibi lige yeni yükseldiler,ilk üç hafta içerde oynamalarına rağmen zorlu rakiplerle oynayıp bu süreci 1 puanla kapadılar.Özellikle maçların ikinci yarısında takımda ciddi bir kondisyon eksikliği yaşandığını belirtebilirim zira yedikleri 6 golün 5'ini ikinci yarıda yediler.Açıkçası iki takımda yeni yükseldikleri Rusya Premier liginde henüz istediklerini sahaya süremedi,böyle bir maça da taraf bahisi tahmininde bulunmak ateşle oynamak olur.İki takımında ilk yarıyı temkinli oynayarak geçirmesi beklenebilir,tercihim ilk yarı beraberliği.

İY0 6/10 KAYBETTİ
Dinamo Moskova-Terek
Geçen hafta Moskova derbisinde iç sahada ağır bir mağlubiyet alan Dinamo Moskova cephesinde moraller bozuk.Ligde üç maçta yenen 7 gol ve savunmanın yaptığı inanılmaz hatalar Dan Petrescu'nun koltuğunun daha bu haftadan sallanmaya başlamasına neden oldu.Konuk Terek ise lige kısır başlayan takımlardan biri.Üç maçta iki beraberlik,bir mağlubiyet alırken oyunun ofansıf yönünde şimdilik sınıfta kaldıklarını belirtebilirim.Yinede rakip Dinamo Moskova'ysa Rusya ligindeki her takım Moskova'nin savunmasına rahatlıkla gol atabilir,bu karşılaşmada karşılıklı gollerin atılması bir hayli muhtemel.

KG VAR 7/10 KAYBETTİ

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Rusya Süper Ligi(3.Hafta)

Lokomotiv Moskova - Cska Moskova
Volga deplasmanında Roman Shishkin'in 88'de attığı golle ligdeki ilk galibiyetini alan Lokomotif Moskova ilk iki lig maçında oynadığı futbolla sezon için bir hayli umut verdi.Ligin ilk maçında da Anzhi deplasmanında Roman Pavlyuchenko'nun son dakika golüyle bir puanı almışlardı.Geçen sezon Bilic'le yaşanan hayal kırıklığının ardından takımı Leonid Kuchuk'a emanet ettiler.Son şampiyon Cska Moskova'da kadro iskeletini bozmadan bu seneye girdi.Rusya Süper kupasında Zenit'e karşı pozitif bir futbolla 3-0 kazandıktan sonra ligin ilk maçında Ural deplasmanından 2-2'lik skorlar döndüler.Geçen hafta ise Kryla karşısında ölüp ölüp dirildiler desek yeridir çünkü dakika 8'de 10 kişi kaldılar,kırmızı kartın beş dakika sonrasında da penaltı golüyle 0-1 geriye düştüler.Ancak ikinci yarı Leonid Slutski'nin yaptığı Doumbia ve Elm hamlelerinden sonra takım baskıyı iyice arttırdı Doumbia'nin iki golüyle ligin ilk galibiyetini almış oldular.Ancak kazanmalarına rağmen takımın sezona tam hazır olmadığını belirtmem lazım.Lokomotiv Moskova ilk kez taraftarının önüne çıkacağı Moskova derbisinden kaybetmeden ayrılacaktır.

Lokomotif Moskova kaybetmez.7/10

26 Temmuz 2013 Cuma

Hazırlık Maçları #1

Cambuur-Elazığspor
Kondisyon yüklemelerinin yapılmasının ardından yeni sezon hazırlıklarına maç anlamında başlamak üzere Hollanda'ya kamp yapmaya giden Elazığspor burada şuana kadar dört tane hazırlık maçı oynadı.Önce Presikhaaf'yi 9-2 ile geçen Elazığspor ardından Jong Psv takımına 2-0 mağlup oldu.Daha sonra Hollanda ikinci lig takımlarından Volendam'i 4-1 mağlup eden Elazığspor son olarakta üç gün önce Panathinakios ile 4-4 berabere kaldı.Takımın başına geçen Norveçli hoca takımına sık hazırlık maçı oynatıp oyuncularını tanımaya çalışıyor.Ofanstaki oyuncuların ilk hazırlık maçlarındaki oyunu göz doldurdu,yeni transferlerin de yavaş yavaş takıma bu maçlarda oturtulmaya çalışılıyor. Hollanda ligine bu sezon yükselen Cambuur ise kadrosunu bir hayli değiştirdi.Gelecek hafta başlayacak Hollanda liginden önceki son hazırlık maçlarını oynayacaklar.Bir nevi Cambuur'un kuşkusuz en önemli hazırlık maçı bu olacak.Oranlar henüz belli değil ama Cambuur'un kaybetmeyeceğini düşünüyorum hatta iddaa cazip bir oran açarsa direk Cambuur galibiyeti de denenebilir.Son olarakta bu maça bahis yaparken maçın bir hazırlık maçı olduğunu da unutmamakta fayda var.

Cambuur kaybetmez.6/10
Cambuur kazanır.5/10

BAŞARISIZ

14 Mayıs 2013 Salı

BEKLENEN SON! ( MERSİN İ.Y )





2011-2012 sezonunda uzun süren hasreti sona erdirip Spor Toto Süper Lige çıkan Mersin İdman Yurdu lige çıkan takımlar için kritik olan ilk sezonu hoca değiştirmeden Nurallah Sağlam'la 13'ncü  sırada hiç düşme korkusu yaşamadan geçirmişti.2011-2012 sezonunda pozitif oyun oynayan,takımın genelini tecrübeli oyuncuların oluşturduğu,şirin stadıyla birlikte Mersin takımı hepimizin sempatisini kazanmıştı.Ardından bu başarılı sezonun ardından yönetimde beklendiği gibi Nurullah Sağlam'la yola devam kararı aldı ve sezon başı hedefini ilk 10 olarak belirledi.Ancak bugün 5-6 hafta önce küme düşmesi kesinleşen Mersin'in bu sezonki hatalar zinciri sezon başı başlamıştı.Nurrulah Sağlam kadroyu koruyup üstüne büyük takım görmüş,geçirmiş oyuncularla takviye edip sezonun transfer planlamasını yapmak istedi ancak  bunu yaparken unuttuğu iki şey vardı.Birincisi 2011-2012 sezonunda başarılı olan kadronun yaş ortalaması Antalyaspor'la birlikte ligin en yaşlı ortalamasıydı.Bu oyuncular bir önceki sezon ekstra performans gösterdi ancak Nurullah Sağlam'in burada atladığı şey bu oyuncuların artık 1 yaş daha yaşlanmış olmaları ve geçen sezonki tempolarına artık ulaşamayacaklarıydı.Olayı somutlaştırarak örnek verecek olursak 2011-12 sezonunda Hakan Bayraktar 22 maça çıkmış ve takımın orta sahadaki o sene kilit oyuncularından biriydi.Ancak bu sezon 37 yaşına gelmiş
bir oyuncunun geçen seneki ekstra performansına bu sene ulaşamayacağı belliydi.Nitekim ki Hakan Bayraktar berki bu sezon geçen sene oynadığı maç adedin de üzerine çıktı ancak verimlilik olarak çok kötü bir sezon geçirdi.Aynı örneklendirmeyi Mert Nobre,Stepanov gibi oyuncular açısından da yapabiliriz.Mersin İdman Yurdu ve Nurullah Sağlam'in yaptığı ikinci yanlışa gelecek olursak Nurullah Sağlam'in izlemiş olduğu büyük takım görmüş geçirmiş oyuncuları transfer politikasıyla birlikte takıma Culio,Yattara,Mustafa Sarp ve Murat Erdoğan katıldı.İsim olarak bakıldığında bu oyuncular kaliteli oyuncular ancak büyük takım serüveninden sonra bu oyunculardan aynı konsantrasyonla aynı verimi beklemek hayalcılık olurdu.Özellikle Yattara'nin Trabzonspor macerasından sonra Mersin'e neler katacağı meçhuldu nitekim ki Yattara rezil bir sezon geçirdi.



Bu transfer politikası yanlışıyla sezonu açan Mersin İdman Yurdu için sezonun ilk maçında Orduspor karşısında 0-0'lik beraberlik alınmış gibi gözüksede o maçta David Barral gününde olsa rahat 0-3,0-4 gibi skorlarla bitebilecek bir maçtı.Ardından Sivas deplasmanında yine savunma olarak çok kötülerdi ancak berkide ofans bakımından sezonun en iyi maçını oynayıp 3-3'lük skorla Sivas'tan ayrıldılar.Eskişehirspor karşısında iç sahada alınan farklı mağlubiyetin ardından çıktıkları Fenerbahçe deplasmanında fena oyun oynamadılar ancak Baroni'nin son dakika golüyle yine sahadan eli boş ayrıldılar.İç sahada Gençlerbirliği ardından Trabzonspor deplasmanlarından 1-1'lik skorlarla ayrılan Mersin İdman Yurdu'nda ilk 6 maçta alınan 3 puandan sonra çalkalanmalar hafiften başlamıştı.Ondan sonraki üç haftalık süreçte şansız maçlar oynadılar,önce iç sahada iyi oynadıkları maçta Kayserispor'a mağlup oldular,ardından deplasmanda Kasımpaşa karşısında 2-0'dan 90'da yedikleri 2 golle galibiyeti kaçırdılar.Mersin İdman Yurdu'nun sezon başı deplasmanlarda bu kadar iyi oynuyorken 3 puanı büyük şansızlıklarla kaçırması takımı daha ligin başından alt sıralara demir atmasına neden oluyordu.Ligin 9'ncü haftasında en nihayetinde İBB'yi 2-0'la geçerek siftahi yapmış oldular.Bu maçların arasında da kupada Siirtspor ve Giresunspor'u 3-0'lik skorlarla elemeyi başardılar.Deplasmanlarda bundan önce iyi oynayan takım üst üste Beşiktaş ve Bursaspor deplasmanlarından farklı mağlup olarak ayrıldı,bu iki maç arasında Galatasaray'dan aldıkları 1 puan var ancak Mersin İdman Yurdu için neticede 13 maçta alınan 1 galibiyet vardı ve şehirde artık Nurullah Sağlam'in görevi bırakmak istediği yüksek bir sesle duyulmaya başladı.Ardından iç sahada Stepanov'un son dakika golüyle 2-1'lik galibiyet aldılar fakat bu galibiyet Nurullah Sağlam'in gidişini en fazla iki hafta erteleyebildi.Sırasıyla oynadıkları Antalya ve Elazığ deplasmanlarından mağlubiyetle dönülmesinin ardından Nurullah Sağlam yönetime istifasını verdi,yönetimde bunu kabul etti fakat yönetimin son istediği Nurullah hocadan Akhisar maçına takımın başında çıkıp ardından görevden ayrılmasıydı.Nitekim Akhiasr karşısında Nurullah Sağlam takımının başında çıktı ve uzun süredir takımın hasret olduğu galibiyeti aldırıp görevden ayrıldı.Ardından sezon başı başlayan hatalar zinciri devam etti ve göreve uzun süredir Süper ligde takım çalıştırmayan Giray Bulak getirildi.İlk yarının son maçında Antep deplasmanında bir mağlubiyet daha alıp ilk yarıyı kapadılar.



Ligin ikinci yarısında devre arasında yapılan Burhan Eşer,David Bicik ve Mitrovic transferleriyle başlayan Mersin İdman Yurdu sadece üç takviye yaparak hatalar zincirine devam etti.Takımın çok net bir şekilde gol atma,pozisyona girme sıkıntısı varken ne ofansıf orta saha ne de forvet transferleri yapıldı.Artık eski formunda olmayan Burhan transferini saymıyorum çünkü bana göre Süper ligde oynayan bir takımın as kanat oyuncusu Burhan Eşer olamaz,olmamalı.Devre arasının verimsiz geçilmesinin ardından ikinci yarıyı açan Mersin İdman 
Yurdu Orduspor deplasmanında yine son dakika golüyle 3  puanı kaçıran taraf oldu.Kasımpaşa,Fenerbahçe,Orduspor gibi deplasmanlarda son anda kaçan 3 puanlar Mersin'in en büyük şansızlığı oldu.Ordu beraberliğinin ardından iç sahada sezonun en iyi futbolunu oynayarak Sivasspor karşısında 3-0'lik net bir galibiyet aldılar.Üst üste alınan 4 puandan sonra Mersin'in ligde kalma umutları artıyordu,bu iki maçın ardından oynadıkları Eskişehirspor deplasmanında yine galibiyeti kaçırıp 1 puana razı olmak zorunda kaldılar.Eskişehirspor maçından sonrada Mersin İdman Yurdu'nun çöküşü başladı,sırasıyla oynadıkları Fenerbahçe,Gençlerbirliği,Trabzonspor ve Kayserispor maçlarından sıfır çekerek ayrılan Mersin'in ligde kalma umutları kaf dağının arkasında kalmıştı.Giray Bulak'in istifasının ardından son bir umut Hakan Kutlu göreve getirildi.Hakan Kutlu'nun göreve geldikten sonra oynadığı ilk maç olan Kasımpaşa maçı berkide Mersin için sezonun en kritik maçıydı ancak bu maçta baskılı oynamalarına rağmen 1-1'lik alınan skor Mersin'de az olan umutları da azalttı.İBB ve Beşiktaş'tan alınan mağlubiyetlerden sonra lider Galatasaray karşısında onur mücadelesine çıkmışlardı.Aslında bu maç Mersin'in bu sezon başından bu yana oynamak istediği oyun felsefesini net bir şekilde yansıttığı maçtı,özellikle maçın ilk yarısında ben bir takımın Fatih Terim döneminde Galatasaray karşısında bu kadar üstün oynadığını görmemeştim.İkinci yarıda baskıya dayanamayıp 3-1 kaybettiler ancak Mersin takımı oynadığı futbolla herkese bu maçta helal olsun dedirtti.Ardından çıktıkları maçlardan tek tek bahsetmek gereksiz olur ama şunu net bir şekilde söyleyebilirim Mersin düşmüş olmasına rağmen bu maçlarda müthiş bir mücadele ortaya koydu.Hele 33'ncü haftadaki Akhisar maçında berki son dakikada kaybettiler ancak sergiledikleri mücadeleyle hem Hakan Kutlu hemde takım bana helal olsun dedirtti.

Sezon başı yapılan yanlışların sezon ortasında da devam etmesiyle Mersin İdman Yurdu PTT 1'nci lige düşmüş oldu.Bu sene yapımı biten yeni Mersin stadıyla birlikte eğer bu sezon ligde kalsalardı gelecek sezon için çok daha farklı bir Mersin takımı izleyebilirdik ancak bu kadar yanlış yönetilen bir külübün ligde kalması süpriz olurdu.Umarım Mersin ciddi maddi sıkıntılar yaşamaz ve gelecek sezon Süper lige tekrardan yükselir.Son bir-iki istatislikle Mersin sezon değerlendirmesini kapayacak olursak Mersin İdman Yurdu bu sezon deplasmanda hiç maç kazanamadı ve bu sezon ligde ilk 10'da yer alan takımları yenemediler.