12 Ağustos 2013 Pazartesi

Süper Ligde Sezon Başlıyor ! (M.P Antalyaspor)




Mehmet Özdilek ile beş senelik birlikteliğin ardından yollarını ayıran Antalyaspor geçen sene bana göre Beşiktaş'la başarılı bir sezon geçiren Samet Aybaba'nin yönetiminde sezona başlıyor.Geçen sezon özellikle son derece başarılı geçen bir ilk yarı olmuştu ardından ikinci yarıda normal bir şekilde motivasyon düşmesi
yaşandı ve takım ligi 7'nci sırada bitirdi.Bu sezona ise Milan Baros,Serkan Balcı,Onur Tuncer,Sosa Fornezzi gibi ligimizi tanıyan oyuncuları transfer ettiler.Kadrodan ise artık yaşı ilerlemiş Ali Tandoğan,Mehmet Eren,Polat Keser gibi isimler ayrıldı.Antalyaspor geçen sezon savunmasından dolayı çok kazanabileceği maçtan puan alamadan ayrılmıştı bu senede oraya halen Serkan Balcı ve Vederson dışında önemsenecek takviye yapılmaması bana garip geliyor.Özellikle stoper bölgesinde yaşı 36'ya dayanan Deniz Barış, istikrarı sıfır olan Emre Güngör,oynadığı maçlarda hiçbir ışık vermeyen asıl orjini sol bek olan Musa Nizam,Bursaspor'da oynadığı futbolla benim hiç beğenmediğim yeni transfer Anton Ferdinand ve Samsunspor'dan alınan genç stoper Lokman Gör ile Antalyaspor sezonu nasıl geçirecek gerçekten soru işareti.Stoper sayısı olarak sorun gözükmüyor berki ama yukarıda saydığım oyuncuların hiçbiri bana güven vermiyor.Son hafta sol beke Vederson transferi yapılsada yaşı ilerledikçe eski temposundan düşen Vederson'un da Antalyaspora vereceği katkı meçhul. Öte yandan Baros takviyesiyle de zaten çok kuvvetli oldukları hücum bölgesine güç katttılar,Baros eğer iyi beslenirse Lamine Diarra ile birlikte bu sene çok can yakar.

Genel olarak Antalyaspor'un hoca değişikliği olmasına rağmen geçen sezonki çok gol atıp,çokta yiyen performansını devam ettirmesini bekliyorum ancak yukarıda belirttiğim gibi savunma tandemine transfer
muhakkak şart aksi takdirde Samet Aybaba'yi sıkıntılı bir ilk 17 haftalık süreç bekleyebilir.

Süper Ligde Sezon Başlıyor ! ( Kayseri Erciyespor)



Geçen sezonu Ptt birinci ligde şampiyon tamamlayarak birinci lige yükselen Kayseri Erciyesspor Osman Özkoğlu ile yolları ayırıp takımın başına Fuat Çapa'yi getidi.Fuat Çapa önce Kasımpaşa ardından Gençlerbirliği maceralarından gayet olumlu izlenimler bırakarak ayrılmıştı,Erciyes için en doğru tercihlerden biriydi.Erciyesspor'da lige yeni yükselen her takımın yaptığı gibi kadroyu baştan aşağı değiştirdi.Geçen sezon Gençlerbirliği'nde yaptığı işlerle herkesin dikkatini çeken Vleminckx,ligin artık deneyimli orta sahalarından olan Azofeifa,Cem Can geçen sezon Elazığspor'da başarılı bir sezon geçiren Sinan Kaloğlu,Trabzonspor'da aradığını bulamayan ancak benim yeteneğine çok inandığım Yasin Öztekin,
İBB'de ki uzun soluklu macerası takımın küme düşmesiyle biten Ekrem Ekşioğlu,Nancy'den genç orta saha oyuncusu Ziri Hammar ve Auxerre'den yine genç ön libero Mandjeck Erciyesspor'un başlıca transferleriydi.Eski tecrübelere bakıldığında bu tip kadroyu tamamen değiştiren takımlar ilk sezonlarında epey sıkıntı yaşıyor ama Fuat Çapa'nin yaptığı değişim kendi kontrolünde olan bir değişimdi.Zaten bakıldığı zaman kadroya katılan oyuncuların hepsi ligin kalburüstü oyuncuları.Bu açıdan ilk haftalarda uyuşma süreci sorunu yaşanabilir ancak ben daha sonra Erciyesspor'un çok enteresan işler yapabileceğini düşünüyorum.Zira TSYD kupasında Elazığ karşısında çok etkili bir oyun oynayıp farklı kazandılar,ardından Konyaspor'la berabere kalıp penaltılar sonucunda kupayı ikinci bitirdiler.Her iki maçtada Fuat Çapa'nin bütün taktik varyasyonları denediğini de belirtelim.


2 Ağustos 2013 Cuma

Rusya Premier Ligi(Cumartesi)

Volga-Zenit
Şampiyonlar ligindeki kritik iki Nordsjaelland maçının arasında Volga deplasmanına giden Zenit için kuşkusuz şu aşamada Şampiyonlar liginde gruplara kalmak en öncelikli iş.Zaten ligede pekte iyi giriş yaptıklarını söylemek zor,üç maçta her sonuçtan birer kez alıp 4 puan toplayabildiler.Salı günü oynadıkları Nordsjaelland maçında takım epey yıprandı,bu hafta arası oynanacak rövanş maçından önce bu maçta Spaletti'nin rotasyon yapması bekleniyor.Ev sahibi Volga'da rakibi gibi lige her sonuçtan birer kez alarak başladı.Geçen hafta Ural deplasmanında kritik bir üç puan aldılar.Ancak kadrolarının Zenit,Cska gibi takımlar karşısında yeteceğini sanmıyorum,Şampiyonlar ligi önceliği olsada Zenit kazanıp kritik Nordsjaelland maçından önce moral depolar.

Zenit kazanır 8/10 KAZANDI
Tom Tomsk-Ural
Lige çok kötü bir giriş yapan Tom Tomsk ilk üç haftada sırasıyla Amkar,Kuban ve Rostov karşısında farklı mağlubiyetler aldı.Özellikle geçen hafta Rostov deplasmanında hiç varlık göstermeyen Tom Tomsk'un savunmasının yaptığı inanılmaz basit hatalar ilerisi için hiç umut verici değildi.Yeni yükseldikleri ligde kadroyu tamamen değiştirdikleri için uyum süreci de yaşıyor olabilirler bu yüzden Tom Tomsk'un bu haftalardan sonra lige uyum sağlamasını bekleyebiliriz.Konuk Ural ise ligin en vasat kadrolarından birine sahip.Onlarda Tom Tomsk gibi lige yeni yükseldiler,ilk üç hafta içerde oynamalarına rağmen zorlu rakiplerle oynayıp bu süreci 1 puanla kapadılar.Özellikle maçların ikinci yarısında takımda ciddi bir kondisyon eksikliği yaşandığını belirtebilirim zira yedikleri 6 golün 5'ini ikinci yarıda yediler.Açıkçası iki takımda yeni yükseldikleri Rusya Premier liginde henüz istediklerini sahaya süremedi,böyle bir maça da taraf bahisi tahmininde bulunmak ateşle oynamak olur.İki takımında ilk yarıyı temkinli oynayarak geçirmesi beklenebilir,tercihim ilk yarı beraberliği.

İY0 6/10 KAYBETTİ
Dinamo Moskova-Terek
Geçen hafta Moskova derbisinde iç sahada ağır bir mağlubiyet alan Dinamo Moskova cephesinde moraller bozuk.Ligde üç maçta yenen 7 gol ve savunmanın yaptığı inanılmaz hatalar Dan Petrescu'nun koltuğunun daha bu haftadan sallanmaya başlamasına neden oldu.Konuk Terek ise lige kısır başlayan takımlardan biri.Üç maçta iki beraberlik,bir mağlubiyet alırken oyunun ofansıf yönünde şimdilik sınıfta kaldıklarını belirtebilirim.Yinede rakip Dinamo Moskova'ysa Rusya ligindeki her takım Moskova'nin savunmasına rahatlıkla gol atabilir,bu karşılaşmada karşılıklı gollerin atılması bir hayli muhtemel.

KG VAR 7/10 KAYBETTİ

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Rusya Süper Ligi(3.Hafta)

Lokomotiv Moskova - Cska Moskova
Volga deplasmanında Roman Shishkin'in 88'de attığı golle ligdeki ilk galibiyetini alan Lokomotif Moskova ilk iki lig maçında oynadığı futbolla sezon için bir hayli umut verdi.Ligin ilk maçında da Anzhi deplasmanında Roman Pavlyuchenko'nun son dakika golüyle bir puanı almışlardı.Geçen sezon Bilic'le yaşanan hayal kırıklığının ardından takımı Leonid Kuchuk'a emanet ettiler.Son şampiyon Cska Moskova'da kadro iskeletini bozmadan bu seneye girdi.Rusya Süper kupasında Zenit'e karşı pozitif bir futbolla 3-0 kazandıktan sonra ligin ilk maçında Ural deplasmanından 2-2'lik skorlar döndüler.Geçen hafta ise Kryla karşısında ölüp ölüp dirildiler desek yeridir çünkü dakika 8'de 10 kişi kaldılar,kırmızı kartın beş dakika sonrasında da penaltı golüyle 0-1 geriye düştüler.Ancak ikinci yarı Leonid Slutski'nin yaptığı Doumbia ve Elm hamlelerinden sonra takım baskıyı iyice arttırdı Doumbia'nin iki golüyle ligin ilk galibiyetini almış oldular.Ancak kazanmalarına rağmen takımın sezona tam hazır olmadığını belirtmem lazım.Lokomotiv Moskova ilk kez taraftarının önüne çıkacağı Moskova derbisinden kaybetmeden ayrılacaktır.

Lokomotif Moskova kaybetmez.7/10

26 Temmuz 2013 Cuma

Hazırlık Maçları #1

Cambuur-Elazığspor
Kondisyon yüklemelerinin yapılmasının ardından yeni sezon hazırlıklarına maç anlamında başlamak üzere Hollanda'ya kamp yapmaya giden Elazığspor burada şuana kadar dört tane hazırlık maçı oynadı.Önce Presikhaaf'yi 9-2 ile geçen Elazığspor ardından Jong Psv takımına 2-0 mağlup oldu.Daha sonra Hollanda ikinci lig takımlarından Volendam'i 4-1 mağlup eden Elazığspor son olarakta üç gün önce Panathinakios ile 4-4 berabere kaldı.Takımın başına geçen Norveçli hoca takımına sık hazırlık maçı oynatıp oyuncularını tanımaya çalışıyor.Ofanstaki oyuncuların ilk hazırlık maçlarındaki oyunu göz doldurdu,yeni transferlerin de yavaş yavaş takıma bu maçlarda oturtulmaya çalışılıyor. Hollanda ligine bu sezon yükselen Cambuur ise kadrosunu bir hayli değiştirdi.Gelecek hafta başlayacak Hollanda liginden önceki son hazırlık maçlarını oynayacaklar.Bir nevi Cambuur'un kuşkusuz en önemli hazırlık maçı bu olacak.Oranlar henüz belli değil ama Cambuur'un kaybetmeyeceğini düşünüyorum hatta iddaa cazip bir oran açarsa direk Cambuur galibiyeti de denenebilir.Son olarakta bu maça bahis yaparken maçın bir hazırlık maçı olduğunu da unutmamakta fayda var.

Cambuur kaybetmez.6/10
Cambuur kazanır.5/10

BAŞARISIZ

14 Mayıs 2013 Salı

BEKLENEN SON! ( MERSİN İ.Y )





2011-2012 sezonunda uzun süren hasreti sona erdirip Spor Toto Süper Lige çıkan Mersin İdman Yurdu lige çıkan takımlar için kritik olan ilk sezonu hoca değiştirmeden Nurallah Sağlam'la 13'ncü  sırada hiç düşme korkusu yaşamadan geçirmişti.2011-2012 sezonunda pozitif oyun oynayan,takımın genelini tecrübeli oyuncuların oluşturduğu,şirin stadıyla birlikte Mersin takımı hepimizin sempatisini kazanmıştı.Ardından bu başarılı sezonun ardından yönetimde beklendiği gibi Nurullah Sağlam'la yola devam kararı aldı ve sezon başı hedefini ilk 10 olarak belirledi.Ancak bugün 5-6 hafta önce küme düşmesi kesinleşen Mersin'in bu sezonki hatalar zinciri sezon başı başlamıştı.Nurrulah Sağlam kadroyu koruyup üstüne büyük takım görmüş,geçirmiş oyuncularla takviye edip sezonun transfer planlamasını yapmak istedi ancak  bunu yaparken unuttuğu iki şey vardı.Birincisi 2011-2012 sezonunda başarılı olan kadronun yaş ortalaması Antalyaspor'la birlikte ligin en yaşlı ortalamasıydı.Bu oyuncular bir önceki sezon ekstra performans gösterdi ancak Nurullah Sağlam'in burada atladığı şey bu oyuncuların artık 1 yaş daha yaşlanmış olmaları ve geçen sezonki tempolarına artık ulaşamayacaklarıydı.Olayı somutlaştırarak örnek verecek olursak 2011-12 sezonunda Hakan Bayraktar 22 maça çıkmış ve takımın orta sahadaki o sene kilit oyuncularından biriydi.Ancak bu sezon 37 yaşına gelmiş
bir oyuncunun geçen seneki ekstra performansına bu sene ulaşamayacağı belliydi.Nitekim ki Hakan Bayraktar berki bu sezon geçen sene oynadığı maç adedin de üzerine çıktı ancak verimlilik olarak çok kötü bir sezon geçirdi.Aynı örneklendirmeyi Mert Nobre,Stepanov gibi oyuncular açısından da yapabiliriz.Mersin İdman Yurdu ve Nurullah Sağlam'in yaptığı ikinci yanlışa gelecek olursak Nurullah Sağlam'in izlemiş olduğu büyük takım görmüş geçirmiş oyuncuları transfer politikasıyla birlikte takıma Culio,Yattara,Mustafa Sarp ve Murat Erdoğan katıldı.İsim olarak bakıldığında bu oyuncular kaliteli oyuncular ancak büyük takım serüveninden sonra bu oyunculardan aynı konsantrasyonla aynı verimi beklemek hayalcılık olurdu.Özellikle Yattara'nin Trabzonspor macerasından sonra Mersin'e neler katacağı meçhuldu nitekim ki Yattara rezil bir sezon geçirdi.



Bu transfer politikası yanlışıyla sezonu açan Mersin İdman Yurdu için sezonun ilk maçında Orduspor karşısında 0-0'lik beraberlik alınmış gibi gözüksede o maçta David Barral gününde olsa rahat 0-3,0-4 gibi skorlarla bitebilecek bir maçtı.Ardından Sivas deplasmanında yine savunma olarak çok kötülerdi ancak berkide ofans bakımından sezonun en iyi maçını oynayıp 3-3'lük skorla Sivas'tan ayrıldılar.Eskişehirspor karşısında iç sahada alınan farklı mağlubiyetin ardından çıktıkları Fenerbahçe deplasmanında fena oyun oynamadılar ancak Baroni'nin son dakika golüyle yine sahadan eli boş ayrıldılar.İç sahada Gençlerbirliği ardından Trabzonspor deplasmanlarından 1-1'lik skorlarla ayrılan Mersin İdman Yurdu'nda ilk 6 maçta alınan 3 puandan sonra çalkalanmalar hafiften başlamıştı.Ondan sonraki üç haftalık süreçte şansız maçlar oynadılar,önce iç sahada iyi oynadıkları maçta Kayserispor'a mağlup oldular,ardından deplasmanda Kasımpaşa karşısında 2-0'dan 90'da yedikleri 2 golle galibiyeti kaçırdılar.Mersin İdman Yurdu'nun sezon başı deplasmanlarda bu kadar iyi oynuyorken 3 puanı büyük şansızlıklarla kaçırması takımı daha ligin başından alt sıralara demir atmasına neden oluyordu.Ligin 9'ncü haftasında en nihayetinde İBB'yi 2-0'la geçerek siftahi yapmış oldular.Bu maçların arasında da kupada Siirtspor ve Giresunspor'u 3-0'lik skorlarla elemeyi başardılar.Deplasmanlarda bundan önce iyi oynayan takım üst üste Beşiktaş ve Bursaspor deplasmanlarından farklı mağlup olarak ayrıldı,bu iki maç arasında Galatasaray'dan aldıkları 1 puan var ancak Mersin İdman Yurdu için neticede 13 maçta alınan 1 galibiyet vardı ve şehirde artık Nurullah Sağlam'in görevi bırakmak istediği yüksek bir sesle duyulmaya başladı.Ardından iç sahada Stepanov'un son dakika golüyle 2-1'lik galibiyet aldılar fakat bu galibiyet Nurullah Sağlam'in gidişini en fazla iki hafta erteleyebildi.Sırasıyla oynadıkları Antalya ve Elazığ deplasmanlarından mağlubiyetle dönülmesinin ardından Nurullah Sağlam yönetime istifasını verdi,yönetimde bunu kabul etti fakat yönetimin son istediği Nurullah hocadan Akhisar maçına takımın başında çıkıp ardından görevden ayrılmasıydı.Nitekim Akhiasr karşısında Nurullah Sağlam takımının başında çıktı ve uzun süredir takımın hasret olduğu galibiyeti aldırıp görevden ayrıldı.Ardından sezon başı başlayan hatalar zinciri devam etti ve göreve uzun süredir Süper ligde takım çalıştırmayan Giray Bulak getirildi.İlk yarının son maçında Antep deplasmanında bir mağlubiyet daha alıp ilk yarıyı kapadılar.



Ligin ikinci yarısında devre arasında yapılan Burhan Eşer,David Bicik ve Mitrovic transferleriyle başlayan Mersin İdman Yurdu sadece üç takviye yaparak hatalar zincirine devam etti.Takımın çok net bir şekilde gol atma,pozisyona girme sıkıntısı varken ne ofansıf orta saha ne de forvet transferleri yapıldı.Artık eski formunda olmayan Burhan transferini saymıyorum çünkü bana göre Süper ligde oynayan bir takımın as kanat oyuncusu Burhan Eşer olamaz,olmamalı.Devre arasının verimsiz geçilmesinin ardından ikinci yarıyı açan Mersin İdman 
Yurdu Orduspor deplasmanında yine son dakika golüyle 3  puanı kaçıran taraf oldu.Kasımpaşa,Fenerbahçe,Orduspor gibi deplasmanlarda son anda kaçan 3 puanlar Mersin'in en büyük şansızlığı oldu.Ordu beraberliğinin ardından iç sahada sezonun en iyi futbolunu oynayarak Sivasspor karşısında 3-0'lik net bir galibiyet aldılar.Üst üste alınan 4 puandan sonra Mersin'in ligde kalma umutları artıyordu,bu iki maçın ardından oynadıkları Eskişehirspor deplasmanında yine galibiyeti kaçırıp 1 puana razı olmak zorunda kaldılar.Eskişehirspor maçından sonrada Mersin İdman Yurdu'nun çöküşü başladı,sırasıyla oynadıkları Fenerbahçe,Gençlerbirliği,Trabzonspor ve Kayserispor maçlarından sıfır çekerek ayrılan Mersin'in ligde kalma umutları kaf dağının arkasında kalmıştı.Giray Bulak'in istifasının ardından son bir umut Hakan Kutlu göreve getirildi.Hakan Kutlu'nun göreve geldikten sonra oynadığı ilk maç olan Kasımpaşa maçı berkide Mersin için sezonun en kritik maçıydı ancak bu maçta baskılı oynamalarına rağmen 1-1'lik alınan skor Mersin'de az olan umutları da azalttı.İBB ve Beşiktaş'tan alınan mağlubiyetlerden sonra lider Galatasaray karşısında onur mücadelesine çıkmışlardı.Aslında bu maç Mersin'in bu sezon başından bu yana oynamak istediği oyun felsefesini net bir şekilde yansıttığı maçtı,özellikle maçın ilk yarısında ben bir takımın Fatih Terim döneminde Galatasaray karşısında bu kadar üstün oynadığını görmemeştim.İkinci yarıda baskıya dayanamayıp 3-1 kaybettiler ancak Mersin takımı oynadığı futbolla herkese bu maçta helal olsun dedirtti.Ardından çıktıkları maçlardan tek tek bahsetmek gereksiz olur ama şunu net bir şekilde söyleyebilirim Mersin düşmüş olmasına rağmen bu maçlarda müthiş bir mücadele ortaya koydu.Hele 33'ncü haftadaki Akhisar maçında berki son dakikada kaybettiler ancak sergiledikleri mücadeleyle hem Hakan Kutlu hemde takım bana helal olsun dedirtti.

Sezon başı yapılan yanlışların sezon ortasında da devam etmesiyle Mersin İdman Yurdu PTT 1'nci lige düşmüş oldu.Bu sene yapımı biten yeni Mersin stadıyla birlikte eğer bu sezon ligde kalsalardı gelecek sezon için çok daha farklı bir Mersin takımı izleyebilirdik ancak bu kadar yanlış yönetilen bir külübün ligde kalması süpriz olurdu.Umarım Mersin ciddi maddi sıkıntılar yaşamaz ve gelecek sezon Süper lige tekrardan yükselir.Son bir-iki istatislikle Mersin sezon değerlendirmesini kapayacak olursak Mersin İdman Yurdu bu sezon deplasmanda hiç maç kazanamadı ve bu sezon ligde ilk 10'da yer alan takımları yenemediler.













18 Mart 2013 Pazartesi

Süper Lig 26.Hafta Değerlendirmesi (Cuma-Cumartesi)


Eskişehirspor - Elazığspor / Bursaspor - Trabzonspor  ( Cuma 20:00 )

TFF'nin bu sezon getirdiği aynı saatte iki maç saçmalığı yüzünden Eskişehir-Elazığ ve Bursa-Trabzonspor maçlarını ara ara takip 
edebildik.Öncelikle iki maçında tam bir 'Süper Lig' maçı ritiminde geçtiğini rahatlıkla söyleyebilirim.Öncelikle Eskişehirspor-Elazığspor maçıyla başlayacak olursak Eskişehirspor'un haftalardır süren üst taraf mi alt taraf mi tercihini yapamadığını bu maçtada göremedik.Maça iç saha avantajıyla tempolu başladılar.Nitekim ki takımın golcüsü Kamara'nin da 13'ncüdakika bulduğu golle öne geçtiler.Ardından Eskişehirspor baskısı devam etti ancak bu sefer eski dost Ivesa Eskişehirspor'un önünde durdu.Tabi bu dakikalarda inanılmaz goller kaçıran Kamara Eskişehirspor için kolay geçecek bir maçı bir hayli zorlaştırdı.Maçın başından bu yana kontralarla etkili olmayan çalışan Elazığspor ise ilk kaleye atağında takımın süpriz golcüsü Koksal Yedek ile beraberliği yakaladı ve Eskişehirspor'un rahatlıkla 2-0,3-0 bitirebileceği devre 1-1'le bitti.İkinci yarıya moralsiz başlayan Eskişehirspor karşısında ikinci yarıda daha dirençli,iyi savunma yapan bir Elazığspor buldu.Maç orta saha mücadelesi geçtiği,Eskişehirspor'un baskı yapmaya çalıştığı dakikalarda bu sefer bu sezona damga vuran Serdar Gürler kontara da sahneye çıktı ve Elazığspor'u  öne geçirmeyi başardı.Yılmaz Vural ile birlikte ligin ikinci yarısında geriye dahi az düşen Elazığspor'u 2-1'lik skor berkide ligde kalmak adına çok büyük avantaj sağlayacak bir skordu.Ancak son bölümde Eskişehirspor'un baskısı arttı ve nitekim ki Mustafa Sarp'in çok çok basit hatasıyla penaltı vuruşunu kazanan Eskişehirspor beraberliği kurtardı.Maç öncesinde Yılmaz Vural'a sorulsa 1 puan verelim maça çıkma kesinlikle evet derdi ancak tarih yine tekerrür etti Yılmaz Vural yine bir 3 puanı son dakikada kaybetti.Eskişehirspor için ise son haftalarda çok parlak bir tablo yok ancak yinede takım 1'er puanlarla Uefa iddiasını devam ettiriyor.




Saat 20:00 sularında başlayan bir diğer maç olan Bursaspor-Trabzonspor ise izleyicilere ilk 45 dakika müthiş bir maç vaat etti.Takımın bucür yıldızı Batalla'nin hemen maçın başına bulduğu gol izleyicilere sakın ola Ligtv2'ye geçmeyin burada güzel bir ilk yarı sizlere seyrettireceğiz gibiydi.Ardından geriye düşmesine ilk kez tepki veren Trabzonspor dakika 11 dakikada bulduğu 2 gol ile bir anda öne geçmeyi başardı.Trabzonspor'un attığı gollerde son haftalarda formsuz olan Serdar Aziz-İbrahim Öztürk savunma tandeminin de büyük hatası olduğunu rahatlıkla söylebilirim.Ligde uzun bir zaman sonra deplasmanda öne geçen Trabzonspor için defansta mi kalayım,yoksa aynı hücum futbolumu devam mi ettireyim sorusunun kendi içinde sorulduğu dakikalarda bucür Batalla yine sahneye çıktı ve skoru eşitledi.Bu dakikadan sonra seyircinin desteğiyle takımın ikinci yarısındaki yıldızlarından biri olan Şener Özbayraklı'nin müthiş golü ile Bursaspor tekrardan öne geçmeyi başardı.




Son haftalarda skor kısırlığı yaşayan iki takımın futbol resilati sunduğu ilk yarıdan sonra özellikle Bursaspor'dan ben daha kontrollü oyun bekliyordum,yanılmadım da.İkinci yarı önceki iç saha maçlarında da olduğu gibi skoru koruma özgüdüsü ile oynayan Bursaspor,Trabzonspor'un fazla etkili olmasada baskısına direndi ve önemli bir 3 puanı hanesine yazdırdı.Üst taraftaki 3'lünün ardından Bursaspor-Gençlerbirliği-Eskişehirspor hatta Kayserispor arasında son haftalarda ciddi bir Uefa Kupası mücadelesi olacağa benziyor.Tarihinin en kötü sezonunu yaşayan Trabzosnpor için ise kabus gibi bir sezon devam ediyor ve bu hafta 13'ncü sıraya kadar indiler.Milli ara Trabzonspor'un rahat bir 14 günlük nefes almasını sağlayacaktır ancak ondan sonra hedefini iyice yitirmiş bu oyuncu topluğuğu ile Trabzonspor nasıl bir yerde ligi bitirecek gerçekten merak içerisindeyim.

İ.B.B - Mersin İ.Y ( Cumartesi 13:30 )





Maçın önemi büyük olsada her zamanki gibi boş tribünlerde antreman maçı oynanıyor havası yaratan Olimpiyat Stadı'nda bu sezon zorlanan İ.B.B için çok kritik ve kazanması gereken bir maçtı.Rakip Mersin İ.Y içinde farklı birşey söyleyemeyiz onlarda maç öncesinde kazanmaktan,en azından kaybetmemekten başka bir şey düşünmüyordu.Ligin ikinci yarısındaki iç saha maçlarında aslında İ.B.B takımını ben beğenmiştim.Kayserispor ve Eskişehirspor ile berabere kaldıkları maçlarda dahi etkili,ofansıf bir futbol oynamışlardı.Bugünde rakip savunması sıkıntılı ve artık lige havlu atmak üzere olan Mersin İdman Yurdu idi.Beklediğim gibi İ.B.B maça baskılı başladı ve takımın devre arasında transferi Simon Zenke'nin etkili koşusuyla ile öne geçtiler.Ardından ağır Mersin savunmasının arkasına Tom ve Visca ile iyi sarkmaya devam ettiler ve bu sefer gol Tom'un ayağından geldi.İ.B.B için zor geçmesi beklenen bu maç 12 dakikada neredeyse bitti.İlk yarının sonuna kadar Bülent Korkmaz takımı geriye çekti ve kontrollü bir futbolu tercih ettiler.Mersin İ.Y ise ilk yarıda bal yapmayan arı gibiydi,ilk yarı boyunca özellikle üçüncü bölgede hiç etkili olamadılar.İkinci yarıya ise Zenke-Ömercan değişikliği ile başlayıp oyununu tamamen kontraya endeskli kuran Bülent Korkmaz 
bunda da başarılı oldu.Serbest vuruştan dönen topu iyi takip eden Mahmut Tekdemir Süper lig kariyerindeki ilk golünü atarak takımını üç farklı üstünlüğe taşıdı.Bu dakikadan itibaren oyunu iyice kontrolüne alan İ.B.B takımın bu sezonki yıldızı Holmen ile farklı 4'e çıkardı.Ben 4-0 olduktan sonra maçı izlemeyi bıraktım,bu sıralarda Mersin Nobre ile iki gol bulup maçı 4-2 bitirmeyi başarmış.İ.B.B için milli araya rahat bir nefes alarak girmelerine sağlayan bir galibiyet olurken,Mersin'i bu mağlubiyet iyice ateş hattına attı.Artık bu dakikadan sonra Mersin'in ligde kalması benim açımdan bir futbol mucizesi olur.



Gençlerbirliği - Karabükspor ( Cumartesi 16:00 )




Maç öncesi bana haftanın en futbol vaat eden maçı olmasa da izleyiciyi TV karşısından pek ayrılmasını sağlamayacak bir maç
olacağını tahmin edebiliyordum.Nitekim ki haftanın erken gol atma modası bu maçtada devam etti ve Gençlerbirliği baskılı oyunun karşılığını  Petrovic'in güzel golüyle buldu.Karabükspor'un etkili bir hücum hattı olsada özellikle savunmada çok hata yapıyorlar ve bana göre Deumi-Anıl tandemiyle Mesut Bakkal çıkarak maçı baştan kaybetti.Önceki Orduspor deplasmanında da bu tandem ile çıkmıştı 3 gol yedi,en az yediği kadar net pozisyonu kalesinde gördü.Süper ligdeki takım çalıştıran hocaların neden bu şekilde hatalarından ders almadığını anlamakta güçlük çekiyorum.Neyse tekrar maça dönecek olursak golden sonrada baskısını arttıran Gençlerbirliği ligin ikinci yarısının süpriz olcusu Fleminks ile önemli fırsatları harcadı.Tam ilk yarı bu skorla bitecek derken takımın bu sene pek ortalıkta gözükmeyen gölcüsü Shelton'un golüyle skoru eşitledi.Shelton'un golünde de bu sezon fazla hata yapmayan Gençlerbirliği savunmasının büyük hatasının olduğunu hemen notlarımıza ekliyelim.İkinci yarı ise yine aynı tempoda bir maç beklerken Anıl Karear'in çift sarıdan gördüğü kırmızı kart Karabükspor'un galibiyet umutlarını bir hayli güçleştirdi.Bu dakikadan itibaren Gençlerbirliği müthiş bir baskı kurdu.Fuat Çapa'nin takımlarının en önemli özelliği geride olsalar bile uzun topla hiç oynamıyorlar,pas yaparak çıkmaya çalışıyorlar.Bu baskının da karşılığını 90'da Fleminks'in kafa gölüyle aldılar ve üst tarafta kalmak için çok kritik bir galibiyet aldılar.Üst üste iki galibiyetin ardından ciddi bir Uefa Kupası şansı takım için doğdu,son haftaya kadar bu şansı kovalayacaklarını düşünüyorum.Büyük takımlardan aldığı puanlar olmasa da berki en dipte olacak Karabükspor 
için ikinci yarı kabus gibi geçmeye devam ediyor.Biraz daha maç kaybetmeye devam ederlerse kendilerini ateş hattının içinde bulabilirler.



Beşiktaş - Kasımpaşa ( Cumartesi 19:00 )


Bu sezon iki tane futbol oynamayı amaçlayan takımın kapışmasında keyifli bir futbol bekliyordum,yanılmadım.Son iki sezondur İnönü'de Beşiktaş'in rakipleri kontraya iyi çıkabilen,hızlı oyunculardan bir takımsa genelde zaten istediği skoru alıyor.Neden derseniz Beşiktaş iç sahada çok ofansıf oynuyor,defansı resmen unutuyor.Sivok-İbrahim Toraman ikilisi geride iken iyi ama takım öne çıktığında çizgide savunmada kalırken çok ağırlar ve bu da kontra atak futbolunu benimseyen takımların bir hayli işine geliyor.Şota'da Beşiktaş'i iyi irdelemiş olacak ilerde üç hızlı oyuncusu(Djalma,Viudez,Uche) ile maça başladı.Nitekim ki etkili kontraya çıkan Kasımpaşa ikinci yarınının parlayan oyuncularından biri olan Viudez'in golüyle maçın hemen başında öne geçti.Beşiktaş genelde golü yedikten sonra bi 10 dakika şokun etkisinden çıkamazdı ancak bu sefer durum öyle olmadı Olcay'in muhteşem golüyle dakika 13'te beraberliği yakaladılar.Ben bu dakikadan sonra Beşiktaş'tan baskı bekliyordum ancak Kasımpaşa bu dakikadan itibaren oyuna hükmeden taraftı,dakika 33'te de uzun zamandır oynamayan Djalma'nin golüyle öne geçmeyi başardılar.Beşiktaş başta bahsettiğim golü yeme şokuna bu sefer girdi baskı dahi kuramadan ilk yarı Kasımpaşa'nin 2-1'lik üstünlüğü ile sona erdi.




İkinci yarıya ise Holosko'yu çıkarıp Almedia'yi alarak forveti çiftleyen Samet Aybaba'nin takımı ikinci yarıda da benim beklediğim etkinlikte değildi.İyi oynamasada yinede pozisyona girdiler ancak değerlendiremeyince karşı tarafın genç yıldızı Halil Çolak attığı 3'ncü golle İnönü'de soğuk bir duş etkisi yarattı.Bu dakikadan sonra da pek değişen birşey olmadı ve Kasımpaşa kendisi adına çok kritik bir galibiyet aldı.Beşiktaş ise Galatasaray ve Fenerbahçe'nin kazanmasıyla iki takımında 7 puan gerisine düştü ve artık şampiyonluk şansı Beşiktaş için bir hayli azaldı.Berkide sene sonu geriye bakıldığında bu maç Beşiktaş'in şampiyonluğu kaybettiği maç olarak görülebilir ancak benim fikrim Beşiktaş şampiyonluğu iç sahadaki Eskişehirspor ve Antep maçlarında kaybetti.